19 Haziran 2010 Cumartesi

Alanya Tarihi

Alanya, Antik çağlarda korsanlara, Bizans döneminde derebeylerin ev sahipliği yapmış ve nihayet Anadolu Selçukluları döneminde de başkentliğe yükselmiş ender güzellikteki tarihi bir şehirdir.

Alanya antik çağda Pamfilya ile Klikya arasında yer almıştır. Heradot'a göre bu bölgenin insanları Truva savaşı sonrası Anadolu'ya dağılan insanların soyundan gelir.

Yapılan araştırmalarda (Kadıini Mağarası-1957) ilk yerleşimin günümüzden 20 bin yıl öncesine üst paleotik döneme kadar uzandığı anlaşılmıştır.

Tarihte bilinen ilk adı Coracesium'dur. M.Ö. 4. yüzyılda Persler'in istilası altındadır. Daha sonra korsanların barınağı olmuştur. M.Ö. 139 yılında Seleki kralı kenti istila etse de korsanların barınağı olmaktan kurtulamamıştır. M.Ö. 65 yılında Romalı komutan Magnus Pompeius tarafından Roma İmparatorluğu topraklarına katılan şehir, Roma’nın çöküşü ile Bizans döneminde adı da “güzel dağ” anlamında Kalonoros olur.

1204 yılında Haçlı orduları'nın İstanbul'da Latin İmparatorluğu'nu kurması üzerine Anadoluda bir otorite boşluğu doğmuştur. Bir derebeyi olan Kyr Vart Kalonoros'ta hakimiyeti sağlamıştır.

Kent, 1221 yılında Anadolu Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubat tarafından ele geçirilmiştir. Sultan Alaaddin Keykubat derebeyi Kyr Vart'ın kızıyla evlenerek kenti yeniletmiş ve kışlık başkent yapmıştır. Kentin adını da Alaiye olarak değiştirmiştir. Alaaddin Keykubat döneminde şehir en parlak günlerini yaşar. Bugünkü kale, tersane ve hala ayakta duran yapıların birçoğu o dönemdendir.

1300 yılında Anadolu Selçukluları'nın dağılması sonucu şehir Karamanoğlu Beyliği'nin egemenliğine girer. Konya merkezli Karamanoğulları, 1427 yılında şehri 5 bin altın karşılığı Mısır Memluk Sultanlığı'na satar.

Nihayet Anadoluda birliğin sağlanması ve Osmanlı Beyliği’nin öne çıkması ile Alaiye, 1471 yılında Fatih Sultan Mehmet’in komutanlarından Gedik Ahmet Paşa tarafından Osmanlı Devleti topraklarına dahil edilir.

Osmanlı İmparatorluğu döneminde Alaiye, önce Kıbrıs eyaletine bağlanır(1571), ardından Konya Vilayetinin sancağı yapılır (1864), sonra Antalya sancağına (1868) ve nihayet 1871 yılında da Antalya’nın ilçesi yapılır.

Cumhuriyetle birlikte Mustafa Kemal’in önerisi ile Alanya adını alır.
Alanya
Görülmesi gereken yerler [değiştir]

* Alanya Kalesi, Kaleiçi, Süleymaniye Camii ve Kervansaray.
* Kızıl Kule, 33 metre yüksekliğinde kırmızı tuğladan yapılmış bu güzel altıgen Selçuklu yapısı içinde bir de Etnoğrafya müzesi var.
* Selçuklu Tersanesi
* Damlataş Mağrası, ortalama sıcaklık 22°C ve %96 nem oranı.
* Dim Mağarası, 350 metre uzunluğunda.
* Ehmedek, Alanya'yı en net görebileceğiniz yer.
* Fosforlu Mağara
* Korsanlar Mağarası
* Alanya Yaylası
* Andızlı Camii
* Alanya Süleymaniye Camii


Alanya Kalesi

Alanya Kalesi, Antalya'nın ilçesi Alanya'nın simgelerinden biri olan kale. Denizden 250 metreye kadar yükselen yarımada üzerinde bulunur. Surlarının uzunluğu 6.5 kilometreyi bulur.
Sur



Kandeleri adıyla da bilinen Alanya yarımadasındaki yerleşim, Helenistik döneme kadar inmekle birlikte günümüze kalan tarihi dokusu 13. yüzyıl Selçuklu eseridir. Kale, 1221 yılında kenti alıp yeniden inşa ettiren Selçuklu Sultanı I. Alaeddin Keykubad tarafından yaptırılmıştır. Kalenin 83 kulesi ve 140 burcu vardır. Ortaçağda surların içine yerleşmiş kentin su gereksinimi sağlamak üzere 400'e yakın sarnıç yapılmıştır. Sarnıçların bir kısmı günümüzde de kullanılmaktadır. Surlar, planlı bir şekilde Ehmedek, İçkale, Adam Atacağı, Cilvarda burnu üstü, Arap Evliyası Burcu ve Esat Burcu'nu inerek Tophane ve Tersane'yi geçip Kızılkule'de son bulacak şekilde inşa edilmiştir.

Tarihi

Romalı korsan Tryhos'un savaşçıları tarafından MÖ 2. yüzyılda Korakesion adıyla kuruldu. Doğu Akdeniz'deki korsan faaliyetlerinden rahatsız olan Romalılar, kaleyi MÖ 64-65 yıllarında ele geçirdiler. Kale ve etraf›ndaki yerleşim, 1217-18 yıllarında I. Alaeddin Keykubad tarafından Selçuklu ülkesine katıldı Sonra sırasıyla Karamanoğulları, Memlükler idaresine geçmiş, son olarak da Kanuni Sultan Süleyman taraf›ndan fethedilmşti.[1]
Kaleden Liman Görüntüsü

Yarımadanın zirvesinde açık alan müzesi olarak değerlendirilen İçkale bulunmaktadır. Sultan Alaeddin Keykubad sarayını burada yaptırmıştır. Kalede yerleşim günümüzde de sürmektedir. Taşıt trafiğine açıktır. Yürüyerek ise yaklaşık 1 saatte çıkılabilir.


KızılKule

Antalya'nın ilçesi Alanya'da bulunan Alanya Kalesi ile kentin simgelerinden biri olan kule.



Kızıl Kule, Alanya Limanı'ndadır. Kentin sembolü olan sekizgen planlı yapı 13. yüzyıl Selçuklu eseridir. 1226 yılında Selçuklu Sultanı I. Alaeddin Keykubad tarafından Sinop Kalesi'ni yapan Halepli yapı ustası Ebu Ali Reha el Kettani'ye yaptırılmıştır.

İnşaat sırasında belli bir yükseklikten sonra taş blokları kaldırmak güç olduğu için üst kısmı pişmiş kırmızı tuğlalarla yapılmış ve bu nedenle Kızılkule adını almıştır. Kule duvarlarında antik çağdan kalma mermer bloklar görülmektedir. Sekizgen planlı ve her bir duvarı 12.5 metre genişliğinde olan kulenin yüksekliği 33 metre, çapı 29 metredir. İçinde zemin dahil beş kat vardır. Kulenin üstüne yüksek aralıklı ve 85 basamaklı taş merdivenle çıkılır. Kulenin tepeden aldığı güneş ışığı birinci kata kadar ulaşır. Kulenin ortasında bir sarnıç bulunur.

Kulenin sağlamlığını arttırmak için harcında yumurta akı kullanılmıştır. Kırmızı rengini veren ise dış yüzeyine sürülmüş olan yumurta sarısıdır.

Kule denizden gelecek saldırılara karşı limanı ve tersaneyi korumak amacıyla yapılmış ve yüzyıllar boyunca askeri amaçla kullanılmıştır. 1950'li yıllarda onarılan kule 1979 yılında ziyarete açılarak birinci katı Alanya Etnografya Müzesi'ne dönüştürülmüştür.

Kızıl kule bir dönem tedavülde olan 250.000 TL'lik banknotların arka yüzünde kullanılmıştır.


Selçuklu Tersanesi

Selçuklu Tersanesi. Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubat’ın Alaiye (Alanya) kentini almasından altı yıl sonra Kızılkule'nin yakınında 1227’de yapımına başlanmış ve bir yılda bitirilmiştir. Kemerli beş gözden oluşan tersanenin denize bakan cephesi 56.5 metre, derinliği 44 metredir. Tersane için seçilen yer, gün ışığından en fazla yararlanılacak şekilde planlanmıştır. Tersanenin giriş kapısındaki yazıt, Sultan Keykubat’ın armasını taşır ve rozetlerle süslüdür. Alanya Tersanesi, Selçukluların Akdeniz’deki ilk tersanesidir. Daha önce Karadeniz’de Sinop Tersanesini yaptıran Alaaddin Keykubat, Alanya Tersanesi ile “iki denizin sultanı” unvanını almıştır. Tersanenin bir yanında mescit öteki yanında muhafız odası bulunur. Gözlerden birinde de zaman içinde körlenmiş bir kuyu vardır.


Damlataş Mağarası

Damlataş Mağarası, Antalya'nın Alanya ilçesinde deniz kıyısında bir mağaradır. Alanya şehir merkezine 3km uzaklıkta bulunmaktadır.

1948 yılında liman inşaatında kullanılmak üzere taş ocağı olarak tespit olunan bugünkü yerinde, bir dinamit ateşlenmesi sonucu bulunmuştur. Birbirinden güzel binlerce sarkıt ve dikitlerle süslü bu mağara hemen koruma altına alınıp mağara hakkında araştırmalara başlanmıştır. Mağaranın kapısından içeri girince 45-50m uzunluğunda bir geçit, 13-14m çapında ve 15m yüksekliğinde silindirik bir boşluk, ayrıca 15000 senede oluşmuş sütunlar vardır. Mağaranın iki katlı olan boşluğu 2500m3 hava ihtiva etmektedir. İçindeki ısı yaz-kış 22,3°C’dir. Nispi nem %98’dir. Mağara dış tesirlerden arınmış olup havasında bol miktarda asit karbonik vardır. Hava basıncı deniz seviyesinden biraz aşağıda olmasına rağmen 760mm’dir. Mağara boşluğunun tamamı 180-200m2’dir. Mağara etrafındaki kalınlık 10m’yi bulduğu için çökme ihtimali yoktur. Senenin 5-6 ayında devamlı damlar. Mağaranın astıma iyi gelen dört vasfı olduğu tespit edilmiştir. Mağaranın ortamında bulunan normalde 8-10 misli fazla karbondioksit, yüksek oranda nem, alçak sühunet, radyoaktive gibi unsurların ilk ikisinin astıma iyi geldiği, diğer ikisinin de yardımcı faktör olarak kabul edildiği bilinmektedir.





Dim Mağarası

Dim Mağarası, Antalya ili, Alanya ilçesi dolayında turizme açık bir mağaradır.

Dim Mağarası, Alanya'nın doğusunda, 1691 m. yüksekliğindeki Cebireis Dağı'nın batı yamacında bulunur. Dim Mağarası otoparkının hemen ön kısmında, 232 m. aşağıda piknik alanı olarak kullanılan, tabanı çınar ağaçları, yamaçları çam ormanları ile kaplı bulunan Dim Çayı ve Dim Vadisi yer alır. Çevrede yaşayan insanlara Dim'li denilmektedir. Bu nedenle de mağaraya Dim Mağarası adı verilmiştir.

Mağaraya, hem Dim Çayı vadisinden hem de Kestel beldesinden asfalt yol ile ulaşım sağlanmaktadır. Kestel beldesinde ki Alanya İşletme Fakültesi ile Dim Mağarası arasındaki mağara ulaşım yolu üzerinde Alanyalı Haşim Yetkin Hoca'nın (Öğretmen) organizasyonunda zaman zaman toplu olarak yürüyüş sporu yapılmaktadır. Mağara ulaşım yolu, Cebireis Dağı eteğinde açılmış olan Yaylalı Köyü sulama kanalı boyunca 300 m devam eder. Bu yolda gezi yürüyüşü yaparak da Akdeniz, Alanya, çam ormanları ve zaman zaman Toros Dağlarını seyrederek 50 dakikada mağaraya varılabilir.

Dim Mağarası'nın toplam uzunluğu 410 m. yatay ve yarıkuru mağara sınıfındadır. 360 metrelik bölümü ziyarete açıktır. Dört ana salondan oluşan mağaranın gezi yolları boyunca en ve yüksekliği değişken olup 10-15 m dir. Günümüzde tavandan yer yer su damlamaları ve dolayısı ile makarna sarkıtlar oluşmaktadır. Mağara, elektrik ile aydınlatılmaktadır. Ayrıca şehir elektriği kesilmeleri durumunda için jeneratör de bulunmaktadır. Mağara içi sıcaklığı yıl içinde sabit olup, 18 C derecedir. Mağara içinde küçük havuzlar ve son bölümde 200 m2 yüzeyli, 2 metre derinlinde bir göl vardır ‎.

Dim Mağarası, Türkiye'nin en güzel mağaralarından biridir. Mağara içinde sarkıt, dikit, sütun, perdemakarna ve duvar oluşumları olarak çok süslü ve zengindir. Alanya'ya 11 km ve çevrenin piknik yerleri ve ormanlarla kaplı olması nedeniyle ziyaretçi akınına uğramaktadır. Mağara yıl boyunca ziyarete açıktır. Dim mağarası tesisleri kapsamında 150 kişiye hizmet verebilecek restoran vardır. Mağarada Akdeniz'i, Alanya ve Alanya Kalesini, Torros Dağları'ndan bir kesiti izleyebilmek amacı ile seyir terası ve dürbünü bulunmaktadır.

Dim Mağarası İşletmesi 24 Ekim 2002 Tarihinde Uluslararası Turizme Açık Mağaralar Birliği’nin “International Show Caves Association” (ISCA) http://www.i-s-c-a.com/ üyeliğine kabul edilmiştir. Dim Mağarası, Türkiye’de özel teşebbüs tarafından turizme açılıp işletilen ilk mağaradır.

Mağara'nın bir bölümü tarih öncesi ve tarihi devirlerde insanlar tarafından yaşam alanı olarak kullanılmış, Turizme açılana kadar da zaman zaman keçi barınağı olarak da değerlendirilmiştir.





Ehmedek

Antalya'nın ilçesi Alanya'da bir kale.

Ehmedek, Alanya Kalesi'nin kuzey yamacında Bizans döneminden kalan küçük kalenin yerine Selçuklu döneminde "orta kale" olarak yeniden inşa edilmiştir. Giriş kapısındaki kitabeden 1227 yılında yapıldığı anlaşılmaktadır. Adını, Selçuklu döneminin inşaat ustası Ehmedek'ten aldığı sanılmaktadır.

Üçer kuleli iki bölümünden oluşan orta kale, kara saldırılarına karşı stratejik bir yerde ve aynı zamanda sultanın sarayının bulunduğu iç kaleyi de koruyacak konumdadır. Kulelerin günümüze kadar gelen duvarları Bizans döneminde kayalardan yontularak yapılmıştır. Orta kalenin içindeki üç sarnıç günümüzde de kullanılmaktadır. Kale duvarlarında Selçuklu döneminden kalma gemi resimleri vardır.


Korsanlar Mağarası

Korsanlar Mağarası, Antalya'nın Alanya ilçesinde bulunan bir mağaradır.

Korsanlar Mağarası, Alanya Kalesi’nin bulunduğu tarihi yarımadanın altında bir deniz mağarasıdır. Teknelerle gidilir. Yarımada çevresindeki tekne turlarında ilk mağaradır. 10 metre genişliğinde ve altı metre yüksekliğinde ağzı vardır. Küçük teknelerle mağaranın içine girilebilir. Tekne gezisi sırasında yüzerek de mağaraya girilir. Bir söylenceye göre mağaranın içinden kaleye çıkan gizli bir yol vardır ve antik çağın korsanları ganimetlerini bu yoldan yukarı çıkarır. Deniz dibindeki kayaların görüntüsü, mağaraya ayrı bir gizem katmaktadır.


Alanya Süleymaniye Cami

Cami, Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubad tarafından kentin yeniden düzenlenmesi sırasında 1231 yılında kalenin zirve kısmında, İçkale'nin hemen dışında yaptırılmıştır. Ancak sonraki yıllarda cami yıkılmış ve 16. yüzyılda Osmanlı döneminde Kanuni Sultan Süleyman tarafından tekrar yaptırılmıştır.

Tek minareli cami, Alaaddin, Kale ya da Süleymaniye adıyla anılır. Yapı moloz taştan ve kare planlıdır. Sekizgen kasnak üzerine, kiremitli bir kubbesi vardır. Kubbenin askılık görevi üstlenen kısmına akustiği sağlamak için 15 küçük küp yerleştirilmiştir. İbadet sırasında bu özellik ortaya çıkmaktadır. Son cemaat yeri, dört ayak üzerine kiremitli üç kubbe ile örtülüdür. Kapı ve pencere kapakları Osmanlı döneminin ahşap oyma işçiliğinin güzel bir örneğidir.


Alanyanın Nüfusu




Alanya nüfusu her geçen gün artmaktadır. 1980'li yıllarda 30.000 insanın yaşadığı ilçede yoğun yurt içi ve yurt dışı göçler sonucu günümüzde tam olarak 94.022 kişi şehir merkezinde beldelerde toplamda ise

Avrupa vatandaşlarının gözdesi olan şehirde büyük çoğu yaşlı ve emekli 10.000 Avrupalı yaşamaktadır.

Bazı istatistiki bilgiler aşağıdadır:

İlçenin nüfusu 2009 adrese dayalı nüfus kayıt sistemine göre 241.451'dir. Bunun 94.316'sı ilçe merkezinde, 147.135'i ise kasaba ve köylerde yaşamaktadır.

Merkez hariç olmak üzere ilçe merkezine bağlı; Demirtaş, Kargıcak, Mahmutlar, Kestel, Tosmur, Oba, Çıplaklı, Cikcilli, Konaklı, Emişbeleni, Güzelbağ, Payallar, Türkler, Avsallar, İncekum (eski adı: yeşilköy), Okurcalar adında beldeleri bulunur.





























































Yıllara göre ilçe nüfus verileri
YıllarKent
200994.316
200894.022
200791.713
200088.346
1997110.101
199052.460
198528.733
198022.190
197518.520
197015.011
196512.436
196010.129


Alanya'nın Turizmi

Alanya, ülke turizminde önemli paya sahiptir. 1980'li yıllarda başlayan turizm atılımı sayesinde şehir, bugünkü halini almıştır. İlk başlarda apart otellerin yoğun olduğu ilçede, günümüzde 1.000 kişi kapasiteli tesislerden 3.500 kişi kapasiteli devasa tesislere kadar pek çok çeşit ve türde turistik tesis mevcuttur.


Alanyanın Tarımı

Seracılık ve narenciye üretimi bölgenin tropikal ikliminden dolayı son derece gelişmiş tekniklerle yapılmaktadır. Üretilen ürünlerin bir kısmı sadece Alanya'ya hastır. Bunların başında avokado ve muz gelir. Alanya muzunun boyutları yaklaşık ithal muzunkiyle aynıdır ve ithal muzdan daha tatlıdır. Alanya Ticaret ve Sanayi Odası'nın 2004 verilerine göre üretilen bazı ürünlerin verileri:

* Yıllık muz üretimi :4.318.365 kilo
* Yıllık portakal üretimi :6.283.114 kilo
* Yıllık malta eriği üretimi :2.060.636 kilo
* Yıllık mandalina üretimi :950.465 kilo
* Yıllık limon üretimi :2.626.988 kilo
* Yıllık domates üretimi :26.500.882 kilo
* Yıllık salatalık üretimi :88.257.721 kilo
* Yıllık sebze-meyve geliri :37.908.836.13 YTL
* Yıllık deniz ürünleri üretimi :260.470 kilo


Alanyanın coğrafyası ve iklimi

Alanya, hemen yanı başında yükselen Batı Toroslar diğer tarafta ise Akdeniz ile çevrilmiş bir yarım ada üzerindedir ve iklimi sıcakiklimdir. Yaz, kış nem oranı yüksektir, kışın 14,15 derceye kadar iner. yazın sıcaklır 41 dereceye kadar çıkar Toroslarda çam ve sedir ağaçları mevcuttur. Bölge her mevsim yeşildir. Portakal ağaçları, muz bahçelerini onlarıda Yeni Dünya bahçeleri takip eder.

Kent çevresi adeta mağaralarla çevrilidir. Karada Dim mağarası, damlataş mağarası; denizde de korsanlar mağarası ve fosforlu mağaralar insanı cezbeder. Alanya 70 km'lik sahili boyunca denize girilebilen bir yerdir.

Alanya yerlisi yazları yaylaya çıkarlar. Geçmişte keçi kılından çadırlarda kalınırken günümüzde lüks komutlar yaylada yerlerini almıştır. Alanya'da bir saatlik yolculuktan sonra varılan yaylada kavurucu sıcakların yerini serin ve bol oksijenli hava alır. Bugün yaylalar Alanyalılar ve turistler için bir nefes alma yerleri haline gelmiştir.


Alanya'nın Piknik Alanları

Piknik alanları [değiştir]

* Dim Çayı
* Söbüçimen Yaylası
* Seyricek Yaylası
* Oba Çayı
* Türbelinans Yaylası
* Gedevet Yaylası
* Söğüt Yaylası
* Dereköy Yaylası
* Sapadere Kanyonu
* Gölbel Yaylası(Kestel'e ait)
* Kozarası Yaylası
* Sedre Camping-piknik alanı
* Çayarası Yaylası
* Parkorman


Dim Çayı

Toroslardan doğan çay yaklaşık 60 kilometrelik bir seyir izler. Bu seyrin son kısımlarına doğru Alanya ilçesinin turizminin hizmetine başlar. Yaz kış soğuk olan suyu özellikle yazın Akdeniz'in bunaltıcı sıcağından kaçmak isteyenler için ideal bir mekan teşkil eder. Paralel giden yola açılan pek çok lokanta ve çay bahçesi vardır. Ana yola yaklaşık 7-8 kilometre uzaklıktaki regülatörden sonra da bu lokantalar devam eder. Buradaki lokantaların ve piknik alanlarının bir bakıma ortak özelliği çay içine atılmış masalardır. Ancak mevcut baraj inşaatı nedeni ile çayın turistik amaçlı kullanımı gün be gün azalmaktadır. Çayın daha üst kısımları ise rafting amaçlı kullanılmaktadır. D.S.İ. tarafından çay üzerine sulama, içme suyu ve enerji amaçlı baraj inşaatı yapılmaktadır.


Oba Çayı

Oba Çayı, Toroslardan gelerek Dim Çayının birkaç kilometre batısından Akdenize dökülür. Çayın çıktığı Kadıpınarı mevkiinde su kenarında piknik alanları vardır. Çam ve çınar ağaçlarının gölgesi her zaman serindir. Alanyanın tarih öncesi çağlardaki ilk yerleşimine ev sahipliği yapan Kadıini Mağarası da buradadır. Herhangi bir düzenleme yapılmadığı için mağaraya girmek güvenlik açısından sakıncalıdır. Kadıpınarındaki kır lokantalarında alabalık tercih edilen yemektir.





Alanya Sıcaklık verileri























































AylarOcaŞubMarNisMayHazTemAğuEylEkiKasAraYıl
Ort. En Yüksek °C15161720242735402925211722
Ort. En Düşük °C7791115182121191512913


Alanya Spor

Alanya’nın spor dünyasındaki en önemli başarılı organizasyonu olan triatlon her yıl Ekim ayında ikinci haftası Keykubat Plajı'nda başlayıp limanda son bulur. Ayrıca diğer bir uluslar arası organizasyonda Avrupa Plaj Voleybol turnuvasıdır. Dünyaca meşhur Kleopatra (Damlataş) Plajında Nestle'nin sponsorluğunda yapılmaktadır.

Alanya Belediyesi'ne ait bir bayan basketbol takımı vardır. Alanyaspor futbol takımı, TFF 2. Lig'de mücadele etmektedir.

İlçenin değişik özel ve kamuya açık bölgelerinde amatör olarak futbol, basketbol, tenis, voleybol gibi sporların yapılabileceği açık hava tesisleri mevcuttur. Ayrıca şehir merkezinde iskeleye yakın bölgede kaykay, paten ve BMX sporlarının yapılabileceği geniş ve düzgün zemine sahip festival ve organizasyon alanı mevcuttur.


Alanya Fotoğrafları